Adnan Tokuç / Sanat Haberleri Merkezi - Kuşadası
Kuşadası İbramaki Sanat Merkezi; bu defa çok ilginç bir resim sergisine ev sahipliği yapıyor.
ESERLER GÖZ KAMAŞTIRIYOR
Hocalığını Serdar Atalay’ın yaptığı ve kursiyerlerin oldukça uzun ve özverili bir çalışması sonucu meydana getirdikleri ‘Üç Boyutlu Katı Kağıt Oyma Ve Kesme Sanatı’ sergisi adeta göz kamaştırıyor. Bu sanata gönül vermiş resim sanatçı kursiyerleri taraından büyük bir titizlikle yapılan bu üç boyutlu Katı sanatı uzun ve özverili bir çalışma sonucu meydana getiriliyor.
KATI SANATI TÜM TÜRKİYE'DE SANATSEVERLERLE BULUŞUYOR
Katı Sanatı Sergisi 18 – 23 Ağustos tarihleri arasında İbramaki Sanat Galerisi'nde sanatseverler tarafından ziyaret edilecek. Kuşadası Belediyesi’nin de himayesinde gerçekleştirilen ‘Katı Oyma Ve Kesme Resim Sanatı Sergisi’ kursiyerleri, eserlerini Türkiye’nin her yerinde açtıkları sergiler vasıtasıyla sanatseverlerle buluşturuyor.
Kuşadası'nın sevilen resim sanatçısı Nursen Doğruyol; hocası Serdar Atalay ile birlikte yaptığı eşsiz kıymetli eserinin önünde görülüyor.
Hocalığını Serdar Atalay’ın yaptığı ve kursiyerlerin oldukça uzun ve özverili bir çalışması sonucu meydana getirdikleri ‘Üç Boyutlu Katı Kağıt Oyma Ve Kesme Sanatı’ sergisi sanatseverlerin akınına uğradı.
Katı’ Sanatı Nedir?
Kat kelimesi Arapça kesme anlamına gelir. Bu kelimeden türeyen Katı’, bir desenin veya yazı istifinin kâğıt veya deri gibi tabakalardan oyulmasıyla icra edilen bir süsleme sanatıdır. Bir kâğıt veya deri üzerindeki yazıyı, motifi, bir kalemtıraşla kesip çıkartarak içi oyulmuş olan parçayı veya çıkan parçayı diğer bir kağıt, bir deri veya bir cam üzerine yapıştırmak suretiyle vücuda getirilen işlerdir. Bu şekil kesilip çıkartıldığı vakit içleri boş kalan kağıt kısmına dişi ve çıkan yazı ve şekle de erkek denir ki, bu erkek veya dişi şekiller ayrı ayrı bir satha yapıştırılarak muhtelif iki levha vücuda getirilebilir. Deriden yapılan katı’ işleri de vardır. Gerek deriden ve gerek kâğıttan yapılan işlere mukatta denildiği gibi, bunları yapanlara kattâ denir. En eski örnekleri deri kullanılarak yapılan eserlerdir. 14. Yüzyıla kadar tarihlenmektedirler. Kâğıt çalışmaları ise 15. Yüzyıldan itibaren görülmeye başlanmıştır. 16. Yüzyılın başlarından itibaren Osmanlılar’da yaygın bir şekilde kullanılmış ve Türk katı’ eserleri eşsiz bir gelişim sergilemiştir. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520 - 1566) neredeyse tezhip kadar yaygın bir şekilde kitap süslemeciliğinde kullanılır olmuştur.
Bu dönemin diğer önemli katı’ eserlerinden olan ve 1540 yılında Mehmet b. Gazanfer tarafından ta'lik hattı ile hazırlanmış Gûy u Çevgan adlı kitap, mukatta yazı türünün bir şaheseridir. Ayrıca, dişi oyma kalıplarla yapılmış sayfa kenar süsleri ve deri üzerine oyma nakışlı ciltler de bu zamanın en güzel sanat eserleri arasında sayılabilir.
16. yüzyılda gördüğü rağbetle giderek gelişen kâğıt oymacılığı, 17. ve 18. yüzyıllarda da ilişkide oldukları tezhip ve cilt gibi sanat dallarındaki gelişmelere paralel bir seyirle ilerlemesini sürdürmüştür. Katı’ sanatı 18. yüzyılda da özellikle çiçek motiflerinin zenginleştiği bir dönem olarak canlılığını sürdürmüştür. 16. yüzyıl sonlarıyla 17. yüzyıl başlarında Avrupa'da büyük bir ilgi görmeye başlayan katı’ örnekleri, Oryantalizm akımı ile Doğuya sürüklenen batılı gezginlerin ilgisi sonucu tekniğinin de Avrupa'ya taşınması ile dünyaya mal olmuş bir sanat dalıdır. Cilt, hat ebru gibi klasikleşmiş Türk sanatlarının gerilemesine paralel olarak Katı' sanatı da gerilemiş yok olmaya yüz tutmuştur. XIX. yüzyılda bu sahada hiçbir ciddi eserin ortaya konulamaması bu sanat dalının sonunu getirmiştir.
Kaynak: https://www.kulturportali.gov.tr/portal/katisanati
Yorum Yazın