MİTOLOJİ, İDEOLOJİ, TEOLOJİ, VE ‘SAPKIN’ ÜTOPYA: ARZ-ı MEV’UD.
İSRAİL TERÖR DEVLETİ PERVASIZCA,
GADDARCA VE ACIMASIZCA ORTA DOĞU’ YU ‘KAN GÖLÜNE ÇEVİRİYOR‘ DÜNYA İZLİYOR.
Mustafa FINDIK
ORTA DOĞU’ yu kasıp kavuran, 67 binden fazla insanın ölümüne, yüz binlerce insanın yaralanmasına ve 2 milyon insanın evinden barkından edilip her an ‘ölümle burun buruna’ açlıkla pençeleşmesine sebep olan ‘soykırımcı Israil ve onun katliamcı başbakanı Netanyahu (inşallah) adalet önünde hesap verecektir.
Netenyahu’ yu ve siyonistleri, soykırımcı Israil’ i (mutedil, barışçı , Hz. Musa’ nın şeriatına inanan ‘Musevileri’ tenzih ederim) bu noktaya getiren ‘motivasyon’ nedir?
Bu sorunun cevabı ciltler dolusu kitaplarla bile zor izah edilebilir!
Biz burada; Aktüel hezeyanlar, uydurma vaatler, ‘sözde’ ilahi metinlerde var olduğu iddia edilen vaat edilmiş topraklar konularına değineceğiz…
Çeşitli entrikalar, tehditler, toprak satın almalar ve 2.Dünya Savaşı sorası dönemde ‘mağdur. Edilmiş, katliama uğramış bir millet olduklar kabulüyle’ kendilerine İngiltere’nin öncülüğüyle Filistin’e yerleşme imkanı sunulan ( gemilerle bütün dünyadan Filistin topraklarına taşınarak yerleştirilen)
İsraililer 1948 yılında ‘konjonktürün de etkisiyle’ devletleşme imkanına kavuşmuştur.
Tarih boyunca Müslüman milletler tarafından hiç bir zaman şiddete maruz kalmamış, tam tersine zulüm gördükleri coğrafyalardan sürgüne maruz bırakıldıkları zamanlarda Museviler, Müslüman ülkelerce himaye edilmiş ve nihayet Osmanlı İmparatorluğu tarafından ülkeye kabul edilip, himaye edilerek imtiyazlar verilen İsrailoğulları ne yazık ki ‘yediği kaba pislercesine’ Müslümanlarla didişmeye, bölgede huzur içerisinde yaşamak varken Bağımsızlığa kavuşup resmen devlet olarak kabul edildiği 1948 yılından beri bölgede huzur bırakmamış, periyodik baskılar ve sürekli katliamlarla tüm Arap milletlerine ve özellikle Filistin halkına kan kusturmuştur.
1948'de İsrail işgal devleti kurulduğunda Yahudilerin sahip oldukları arazi miktarı 2 milyon dönümdü. Yani tüm Filistin topraklarının % 7'si. Bu toprakların 650 bin dönümünü Osmanlı devleti döneminde mülk edinmişlerdir.
Şu anda toplam Filistin topraklarının %80’ ini işgal etmiş bulunan İsrail devleti 7 Ekim 2023’ den bu yana 70 bin insanın şehid edilmesine, 180 bin insanın yaralanmasına ve toplam nüfusunun evsiz barksız kalmasına sebep olmuştur.
SAPKIN İDEOLOJİ, TAHRİF EDİLMİŞ İLAHİ METİNLER VE ‘REALİZE EDİLEMEYECEK’ BİR HEDEF:
ARZ-İ MEV’ UD.
İsrail sapkın ideolojisi ‘siyonizm’ etrafında oluşturduğu ‘ kesin inançlılar’ halkasıyla başta Filistinliler olmak üzere bölge halklarına her türlü zulmü, eziyeti reva görmekte onları ‘ ölümle burun-buruna ‘ yaşatmaktadır.
Bölgede huzur içerisinde yaşamak, üç semavi dinin kutsal kabul ettiği Kudüs’ ü bir ‘ barış ve hoşgörü adası olarak’ insanlığa örnek teşkil edecek şekilde ( Müslümanlar, hristiyanlar ve museviler) birlikte yönetmek o mübarek mabetlere (hadim olmak hizmet sunmak) varken, insanların ellerinden tapulu mallarını zorla almakta, güvenlikli olmayan ortamlarda belirsizlik içinde ‘gelecek korkusuyla’ yaşamaları için elinden geleni yapmaktadır.
İsrailoğulları’nın kendilerine vaat edildiğini iddia ettikleri ‘Ken’ an toprakları ve Arz-ı Mev’ud’
Tahrif edilmiş Tevrat’ta yazılı olsa da , bu ‘motivasyon kaynağının’ SİYONİZM ‘den mülhem olduğu, KUR’AN’ daki ‘PEYGAMBER KISSALARINDAN’ anlaşılmaktadır.
(Bakınız:Maide Suresi 21-26 ayetler).
Tamamen sapkın bir ideoloji ürünü olan hezeyanlarla, bir bölgeyi, hatta dünyayı ateşe atmayı göze alabilen Siyonistler başta mutedil Museviler, Araplar ve bütün dünyanın huzurunu kaçırmaktadır.
İSRAİL’E KİM DUR DİYECEK?
Bu sorunun cevabı çok da zor değil! Tabii ki Israil’ i şımartan ona cesaret veren ( başta ABD olmak üzere) ülke ve ülkelerin desteklerini çekmeleri yeterli olacaktır kanaatindeyiz.
Burada sırası gelmişken ünlü ABD’ li aktör Robert De Niro’nun bir tv röportajında yaptığı değerlendirmeye yer vermek istiyorum:
“Kuduz bir köpek tarafından ısırıldığınız zaman kimi suçlarsınız? Köpeği mi, sahibinin mi? şüphesiz sahibini.
Bu yüzden bütün suç Amerika’nın.
İsrail gibi bir ülkeyi desteklediği için”
İSLAM ÜLKELERİ FİLİSTİN KONUSUNDA KARARLI BİR TUTUM İZLEMELİDİR.
Gazze’ de ateşkesin ilanından bu yana (her ne kadar İsrail ihlal ediyor olsa da)
Beliren barışın tesis edilebileceğine dair umutların ‘kalıcı olması için’ bazı yaptırımların uygulanabileceğinin İsrail tarafından bilinmesi gerekir.
İçinde Türkiye Cumhuriyeti’nin de içinde bulunduğu ‘İSLAM ÜLKELERİ FİLİSTİN DAYANIŞMA GRUBU’ tarzındaki bir yapı, yayınlayabileceği deklarasyonla İsrail Devleti’ ne bir ihtarda bulunarak;” Israil’ in Filistin’ e (Gazze’ ye) yapacağı yeni bir saldırı halinde İSLAM ÜLKELERİ FİLİSTİN DAYANIŞMA GRUBU olarak Filistin’ de barışın kalıcı olabilmesi için Filistin’ in yanında yer alacaktır” şeklinde bir kararlılık göstermesi tüm barışseverlerin beklentisidir kanaatindeyiz.
Son söz: “Barışı istiyorsanız, savaşa hazır olunuz”
Yorum Yazın
Facebook Yorum