HANİ, GURBETÇİLERİN SORUNLARI SEÇİMDEN SONRA ÇÖZÜLECEKTİ?
Gurbetçilere verilen sözler nerde? Şu gurbetcileri duyan kimse yok mu?Enkazda kalmış depremzede gibiyiz. Sesimizi duyan veye duyuran STK’lar var mı? Almanya'da yaşayan biz 'Gurbetçiler'in çilesi ne zaman bitecek diye sormayın da dertlerimiz depreşmesin... Hangisine değinsem bilmiyorum fakat bir kaç konu yazacağım. Sorunlar dağ gibi ve konu başlıkları o kadar çok ki; ve vaat edilenlerde çok,artık çürümeye yüz tutmuş dertler yumağı ile resmen yaşamaya çalışıyoruz.
Değeri bilinmeyen değerli gurbetçi okuyucularım, GENEL seçimler öncesi yurtdışı Türklere yapılan vaatler konusunda hafızanızı bir yoklayın! Bu gözler ne broşürler gördü; Camii arkaların dan seçmen taşıyanları da gördü,güya siyaset ile işleri olmazmış,dini kuruluşlarmış da ne hikmetse AKP olunca dini kuruluş oldukları aklarına gelmiyor. Bu kulaklarımız neleri duydu,Millet ittifakın Avrupa’dan milletvekil adayları bile yok dediler,bizler Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat için için uğraşıyoruz sözlerini kulaklarımızla duyduk değil mi? Nerde bu Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’ınız beyler ses verin artık. Bu sözleri siyaset bizim işimiz değil, biz dini cemaatıyız diyenler den duyduk. Bir Macar Atasözü der ki: "Dininizle" ilgilenenler, "derdinizle" ilgilenmiyorsa; onlar birer "sahtekârdır..!" Yalanlara alet olan STK’laradır bu sitemim. AKP öyle vaatlerde bulundu ki! Seçim sonrası vaatler unutuldu; çıkarlarına uygun olanı yapmaya çalışıyorlar onda da dağa fare doğurtturuyorlar.
Maalesef Akp her olayda çıkar hesabı yapmak onlar için geçer akçe haline geldi. 5256 sayılı Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü kanununun 3. maddesinin j fıkrasında kurumun görevleri içinde; “Yurt dışında yaşayan ve/veya çalışan Türk ailelerinin sorunlarını araştırmak ve çözüm önerileri geliştirmek” hükmü yer almaktadır, bu maddeye istinaden yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını yazmaya devam edeceğim. Çok önemli olduğu için çifte vatandaşlık konusu ile başlamak istiyorum. Ara ara yazmış olduğum bazı yazıları tekrar toplu olarak kamuoyuna duyurmak için bu yazımı kaleme aldım.
NE OLUR BİR SEFER DE SORUN ÇIKMADAN TEDBİR ALINMASINI İSTİYORUZ.
Çok mu zor yahu akletmek? Almanya’da milyonlarca özellikle Türkiye kökenlilerin büyük merakla beklediği yeni çifte vatandaşlık yasası Federal Eyalet Temsilciler Meclisi’nde onayandı. Bundesrat’tan yapılan açıklamaya göre, Federal Meclis tarafından 19 Ocak’ta kabul edilen “Vatandaşlık Yasası’nın Modernizasyonu Yasası” Federal Eyalet Temsilciler Meclisi’nde onaylandı. Yasa, imzalanması için Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e sunulacak. Yasanın, Resmi Gazete’de yayımlandıktan 3 ay sonra yürürlüğe gireceği ifade edildi.
Almanya’daki Türk konsolosluklarında vatandaşlığa başvuru yoğunluluğu yaşamamak için şimdiden çözümler bulunmalı, yapılacak işin sonunda karşımıza çıkabilecek olumsuzluklara şimdiden çözümler hazırlamak gerekiyor ve yöneticilerimiz bu duruma ihtiyatlı olmalıdırlar. Tam da bu noktada, Türkiye’nin de eş zamanlı olarak atması gereken önemli adımlar var. Bugünkü uygulamaya göre; izin alıp vatandaşlıktan çıktıktan sonra bir yıl içinde vatandaşlığa geri dönme dilekçesi verilirse hiçbir işleme gerek kalmadan Türkiye vatandaşlığı yeniden alınabiliyor. Ancak şu anda Türk vatandaşlığına geri dönmek isteyenlerin birçoğu için aradan 5 yıl, 10 yıl zaman geçti. O yüzden durumları belirsiz.
Türkiye bu insanlarımız için bir çözüm üretmeli ve vatandaşlığa geçiş için kolaylık sağlamalıdır. Olur mu bilmiyorum e-Devlet üzerinden de Mavi Kartlı vatandaşlarımız Türk vatandaşlığına alınabilinir ve Türkiye’ye izine gidince insanımız nüfus kartı alabilir. İzin alıp çıktıktan sonra bir yıl içinde geri dönme dilekçesi verilirse hiçbir işleme gerek kalmadan Türkiye vatandaşlığı yeniden alınabiliniyor yasası en azından Mavi Kart sahipleri tekrar otomatik olarak bir dilekçe ile Türk vatandaşı olabilir veya başvurabilir denilirse, bu vatandaşlığın alımını ayakları yere basan bir şarta bağlamış olur.
Bedelli askerlik sorunu da ortaya çıkacak, bu konuyuda bir sefere mahsus tüm Avrupa’da bedelli askerlik hakkı olanlara 1.000 Euro bedel ücreti belirleyerek bu problemde hallolmuş olur ve bu vesileyle de Türkiye’ye en az takriben 3 milyar Euro döviz girdisi olmuş olur. Son olarak şu da yapılabilinir Alman vatandaşı olarak kalalım fakat Mavi kartlarımız Türk vatandaşı gibi işlemler yapılsın,askerlik hariç tutularak seçme ve seçilme hakkı velhasıl Türk vatandaşı gibi haklara sahip olabilelim.Yurtdışında yaşayanlar kütüğün de kalalım. Şimdi gelelim Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza dönük seçim vaatlerin den bazılarına. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın tatil dönemlerinde ülkemize THY’le gelip dönebilmelerini sağlamak öncelikli hedeflerimizden biri olacaktır demişler di AKP’li yetkililer.
TÜRK HAVA YOLLARI GURBETCİLER'in ÇİLESİ
Yaz ayları yaklaştıkça uçakla Türkiye'ye seyahat edeceklerin bilet çilesi de başlıyor. Kimisi biletini önceden alıyor, kimisi ise bu işi henüz yapmadığı için her yerde uygun bilet arıyor. Ancak yaz ayları yaklaştıkça, fiyatlar da artmaya devam ediyor. İnanın her tarafımızı sarmış problemlerle boğuşmaktan artık Avrupa’daki vatandaşlarımız nefes alamaz hale geldi. Her yıl izin mevsimi geldiğinde de bu dertler doruk noktasına çıkar.
Bir Allah’ın kulu da demez ki; ”Yahu bu adamlar 11 ay vatan hasretiyle yanıp tutuşuyor. Bari geldikleri öz vatanlarında 1 ay rahat etsinler, onlara belli bir hizmeti de, bedelini de az tutarak sunalım...” Ama yok işte... Gurbetçiyiz ya... Euro kazanıyoruz ya... Hele izin sezonlarında bize en fazla yakın olması gereken Türk Hava Yolları’nı anlamak mümkün değil… Yahu arkadaş, Berlin’de geçen sene tespit ettiğim bir duruma göre; Berlin’de izin sezonu bittiği için uçak bileti 190 Euro, Münih’te uçak bileti ise 490 Euro idi. Niye? Münih’te tatil başladığı için. Eskiden hiç olmazsa ‘Gastarbeiter’ tarifesi vardı ve işçi olduğunu kanıtlayan herkese THY indirimli bilet imkanı veriyordu. Şimdi ise keyfi ve can yakan fiyatlarla neyin peşindeler, Allah aşkına...??? Hele ki, ekonomik açıdan ciddi bir darboğazdan geçen Türkiye’nin yaz sezonunda turizm gelirlerinden büyük beklentiler içerisinde olduğu bir dönemde hükümetinde taşın altına elini koyması ve THY üzerinden çözüme katkı sunması gerekmektedir. Yıllardan bu yana Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın bu ülkeye milyarlarca Euro ve Dolar katkısı olmuştur ve olmaya da devam etmektedir... Her Allah’ın günü turist gelsin diye dua eden yetkililer, turistin ıkına sıkıla 5 harcadığı yerde Avrupa’dan gelen vatandaşlarımızın 100 harcadığını görmeliler.
Ekonomiye katkıysa; buyurun size katkı, buyurun size para, buyurun size Euro... Ne yani, elin Alman’ı, İngiliz’i muteberse bizler neciyiz? Bizler bu ülkenin has evladı değil miyiz? Bizler Avrupa’ya işçi olarak Bolivya’dan gönderilmedik ki! Bizlerin 1960’lı yıllardan bu yana bu ülkenin ekonomisine sunduğumuz katkıları acaba hangi turist sundu? Lütfen kendinize gelin ve biraz da bu ülkenin öz evlatları olan bizleri de bir düşünün. Sizlerden elbette ki sadaka istemiyoruz. Ama el insaf yahu, bizler üvey evlat mıyız? Almanya’da o kadar çok izine gitmek isteyip de ulaşım pahalı olduğu için gidemeyen vatandaşımız var ki... Onları da düşünerek indirimli veya sabit bir fiyat uygulansa herhalde koskoca THY batmaz... Biraz da ülkesine yıllardır gelemeyen düşük gelirli vatandaşlarımızı düşünseniz iflas etmiş olmazsınız... Aslında bu konunun çözümü son derece basit. Türk Hava Yolları Anadolu Jet’i gurbetçiler için kullanabilir. Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımıza sabit gidiş geliş 190 Euro fiyat uygulaması (yük ücreti ayriyeten alınabilir) ya da ‘Gastarbeiter’ tarifesi gibi düzenlemeler yapmak suretiyle, onların tatil bütçelerine katkı sağlanabilir. Artık bu gibi konularda lütfen vatandaşın feryatlarına kulak verin... Onları duyun...!!! Devam edelim sorunlarımıza.
SILA YOLU GURBET ÇİLESİ
Karayolundan Türkiye'ye seyahat edenler farklı ülkelerden geçiyorlar. Bu yolculukta en sinir bozan sınır kapılarındaki bekleme süreleri oluyor. Bazı ülkelerde geçiş hızlı gerçekleşirken, bazılarında saatlerce beklemek zorunda kalıyorsunuz. Bekleme nedenleri farklı: Aynı anda çok fazla aracın sınır kapısına gelmesi, gümrük aramalarının çok titiz olması, gümrük görevlilerinin çok yavaş çalışması. Gurbetçilerin sorunlarına kulak asan yok maalesef. Bizde diyoruz ki ! Bir yaz dönemine daha ulaşmak üzerindeyiz. Bu dönem hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki vatandaşlarımızın sıla-i rahimde bulunmak; eş, dost, akrabaları ziyaret etmek için fırsat dönemleri olarak değerlendirilmektedir. Özellikle yurtdışında yaşayan ve karayolu ile ülkemize gelmeye çalışan insanlarımız için bu süreç çoğu zaman sonu güzel olsa da, katlanılması zor ve meşakkatli seyahatlere dönüşmektedir.
Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için bazı adımların atılması gereklidir. Türkiye yol güzergahlarındaki ülkelerde olası tehlikelerle ilgili hem o ülkeler nezdinde girişimlerde bulunmalı, hem de vatandaşlarımızı bilgilendirmelidir. Özellikle Sırbistan’ın Niş kentinde gidiş ve dönüş yollarında olmak üzere konaklamadan, yemek hizmetlerine, araç tamirinden, yakıt alabilmeye kadar tam teşekküllü dinlenme tesislerinin açılabilmesi için girişimlerde bulunulmalıdır. Konsolosluklar buralarda ofisler açarak sorunlara doğrudan müdahale edebilmelidir.
Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan ve Türkiye sınır kapılarında giriş ve çıkış peron sayıları en az 50 olarak planlanmalıdır. Avrupa Parlamentosu’nun yol güvenliği vesair sorunlar için sürece dahil olması temin edilmelidir. Deniz taşımacılığı alternatifinin kullanılması gelir kaybına uğrayacak bu ülkelerin sorunun ciddiyetini anlamasına katkı sağlayabilir. Bu alternatif mutlaka değerlendirilmelidir. Diğer ülkelerde çeşitli eziyetlerle; rüşvet, can ve mal güvenliği, hırsızlık, haksız muamele vs ile karşılaşan vatandaşlarımızın daha rahat, hızlı ve konforlu şekilde uçakla yolculuk yapabilmeleri mümkünken, tam da sezonda THY’nin bilet fiyatlarını astronomik rakamlara çıkarması anlaşılabilir değildir. Bir başka ve olması elzem olan konu ve O vaatlerden bir tanesi de; TBMM’DE TEMSİL Yurt dışındaki vatandaşlarımıza ait konu ve taleplerin TBMM’de daha güçlü şekilde temsil edilmesine yönelik çalışma ve düzenlemeler yapacağız vaatleri.
GURBETÇİLERİN TBMM’DE TEMSİL ÇİLESİ
Demokrasinin ayırt edici temel özelliklerinden birisi de toplumun farklı kesimlerinin devlet nezdinde temsil edilebiliyor olmasıdır. Demokrasilerde meşruiyetin yolu, temsiliyet vasıtası ile çoğulculuğun sağlanmasından geçmektedir. Türkiye için durum göz önüne alındığında, demokratik katılımın önündeki en önemli hususlardan biri yurt dışındaki seçmenlerin temsil edilmesi sorunudur. Yurt dışında bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının temsil sorunu demokrasimiz için bir problem sahasıdır. Ayrıca yurt dışı vatandaşlarımızın kullandıkları oylar yurt içindeki seçimleri etkilemekte, seçimlerin adaletine gölge düşürmektedir. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın parlamentoda temsil edilme hakları, hakkaniyet gereği, yurt içindeki vatandaşlarımızla eşit olmalıdır. Buna göre, yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne doğrudan temsilci göndermesi için yurt dışı seçim çevresinin oluşturulması müzakere edilmelidir. Yurt içi ve yurt dışındaki vatandaşlarımızın temsilini eşit bir biçimde sağlamak için gerekli yasal değişiklikler gerçekleştirilerek yurt içinde milletvekili başına düşen seçmen sayısının yurt dışında da hesaplanması; buna göre yurt dışı milletvekili sayısının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca yurt dışı milletvekillerinin seçiminde sayıları 1 milyonu aşan mavi kartlıların da seçme ve seçilme hakkına riayet edilmelidir. Yurt dışı seçim çevresi, yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarının tespiti ve çözümü için bir zorunluluk halini almıştır.
Zira yurt dışındaki vatandaşlarımızın gündemi farklı bir mesai gerektirmektedir. Hem siyasal katılımı arttırmak hem ülkeye aidiyeti güçlendirmek hem de vatandaşlarımızın bir gereklilik olarak temsilini sağlamak için yurt dışı seçim çevresi bir zorunluluktur. Hâlihazırda 19 ülke yurt dışında yaşayan vatandaşlarına kendi temsilcileri üzerinden ulusal parlamentoda doğrudan temsil imkânı sağlamaktadır. Bu 19 ülkenden 3 tanesinde uygulanan sistem Türkiye’ye adapte edilmeye oldukça uygundur. Söz konusu ülkeler Fransa, Tunus, Portekiz’dir. Tunus 22 milletvekili ile parlamentosunda diasporasına orantısal açıdan en çok sandalye ayıran ülkedir. Toplam 217 Milletvekili sayısına sahip Tunus parlamentosunda 22 milletvekili ülke dışından temsil etmektedir. Tunus hem sosyolojik yapısı hem de siyasal kurumsallaşması bakımında Türkiye ile benzerlikler gösterdiği için yurt dışı seçim çevresi Türkiye için makul bir model olarak görülmektedir. Değerli Cumhurbaşkanımız, seçim öncesi biz gurbetçilere bir takım vaatlerden bir tanesi de; Yurt dışı borçlanması yoluyla emekli olanlara yurt dışında tam zamanlı çalışma hakkı tanıyacağız vaatleri idi ve bu yazımla sonlandırayım yazımı,yazacak çok vaatleri var fakat ben bunlarla yetineyim.
YURTDIŞI TÜRK”LERİN Emeklilik MAGDURİYET ÇİLESİ
Heyhat; seçimlerin üzerinden 1 sene geçmesine rağmen, ne bir ses, ne de bir nefes duymak mümkün verdikleri sözlerden. Bu mağduriyetin giderilmesinin hükümet tarafından son seçimler öncesi gerek seçim beyannamesinde, gerekse meydanlarda ve Meclis’te vaat edilmesine rağmen bir gelişme yok. Hükümetimizin seçimler öncesi gurbetçiye verdiği birçok sözün yerine yetirecek yasal ve idari düzenlemeleri yaptığına dair hiç bir ses duyamadık. Umarım bu mağduriyet giderilir. 3201 sayılı yasaya istinaden yurtdışından borçlanarak emekli olan kişilerden herhangi bir işyerinde iş akdi ile çalışmama şartı aranıyor olması. Biz Avrupa’da yaşayan Türklere büyük haksızlık yapılıyor. Bu eşitlik ilkesine aykırı, çünkü Türkiye’de çalışmış bir vatandaşımız emekli olmuş ve Almanya’ya evlilik akti ile geldiği zaman, hiç aylığı kesilmeden Almanya’da çalışabiliyor, bir tek yurt dışı borçlanma yapan emekliler çalışamıyor. Hani Reis söz verdi mi yapar diye bir söz var ya... Bizler de işte Reis’in verdiği sözü tutmasını bekliyoruz. Hani bu kadar zor olmasa gerek... İnsanın haklı olarak isyan edesi geliyor...
Beyler daha neyi bekliyorsunuz ki? Biz gurbetçilerin de verilen sözlerin de tutulsun deme konforumuz olmasın mı? En fazla döviz girdisini hala biz gurbetçiler sağlıyoruz... Her yıl en az iki defa ülkemize gidiyoruz ve piyasayı ekonomik olarak canlandırıyoruz. Yani artık lütfen çözün şu işi. Hani belki Reis belli ki her tarafa yetişemiyor; peki ya siz bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar... Sizler ne iş yaparsınız? Verdiğiniz sözlere sadık kalın lütfen... Bizleri de artık enayi yerine koymayın! Ama efendim bizlerin de bir alay işleri var demeniz de sizleri kurtarmaz... Bu sözleri seçimden önce veren ben değildim, herhalde... Artık bir an önce şu vermiş olduğunuz sözleri yerine getirin! Basit bir genelgeyle hallolacak bir işi bu kadar yokuşa sürmenizin bir savunulur tarafı da yoktur... Verilen sözlerin takipçisi olacağım her biri için siz okuyucularımla paylaşacağım. Bir sonraki yazılarım da tekrar buluşmak üzere…
Saygı ve sevgilerimle…
Yorum Yazın