Türkiye'nin siyasi sahnesindeki çift standartlar ve iki yüzlülük, her dönemde olduğu gibi günümüzde de hala kendini gösteriyor. Son olarak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyareti ve el sıkışması, siyasetteki çifte standartın ve samimiyetsizliğin çarpıcı bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.
AKP'li yetkililerin, geçmişte muhalefet liderlerinin birbirlerini ziyareti nedeniyle yönelttiği suçlamaları hatırlamak önemlidir. Geçmişte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret edenlerin PKK'lı veya terörist sempatizanı olarak yaftalanması, AKP ve lideri tarafından yapılan kara propagandanın bir ürünüydü. “Aynı kara propagandayı, benim gibi bir işçinin Kemal Bey'i Türkiye'de ziyaret edip yurtdışındaki Türklerin sorunlarını ve çözüm önerilerini dosya olarak takdim etmem bana karşı çirkin iftiralarda bulunan iki yüzlü tabanına ne dersiniz bu AKP'nin? Hiç unutamam, 2023 yılında teravih namazı kılmak için kuruluşunda emeğim olan İGMG camisine biraz namaz saatinden önce gittim, lokalde kahve içerim diye.
Daha lokalin kapısından içeri girerken, kalabalık bir ortamda bir kendini bilmez, HDP'li Pkk'lı geldi demişti. Şimdi o vatandaşın oy verdiği lideri CHP Genel Başkanının elini sıktı, yeni anayasa konusunda işbirliğini konuştular. Erdoğan PKK'lımı, bana o alçakça sözü edende mi PKK'lı oldu şimdi? Aynı olayın benzeri bir düğün davetinde tanıdık arkadaşlarımızın yanına oturduk ve herkesle tokalaştım. Kendini bilmezlerin bazıları elimi çatalla tuttu, bazıları "elin kirli, tutamam" dedi, bazıları elini mendille sildi, çünkü elim kirliymiş. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaretimde tokalaşmamdan dolayı. Şunu da yazmadan geçemeyeceğim, 40 yıldır İGMG camimize Milli Gazete gelirdi. Birkaç sene önce baktım gazete gelmiyor.
Başkana sordum, niye gazete gelmiyor dedim, ne cevap verse iyi olur, Temel Karamollaoğlu, CHP ile işbirliği yapıyormuş da onun için iptal etmiş aboneliğini. Şimdi bu vatandaşlar da AKP ve onun liderini desteklemeyi kesecekler mi acaba? Niye mi yazdım bu konuyu, kendimle ilgili, tarihe not düşeyim ve bizden sonraki nesil bu kadar kötü olmasınlar”. Şu bir gerçek ki,Saadet Partisi, merkezine Filistin bayrağı çeken CHP lideri ile masaya oturdu ama lideriniz ile beraber sizler Temel Karamollaoğluna ve Saadet partililere hain fetvası verdiniz. Sizin oy verdiğiniz lideriniz ve AK partiniz ise Hamas'a terörist diyen CHP genel başkanı ile masaya oturdu! nokta. Ancak, aynı ölçüyü kullananlar, kendi liderleri Erdoğan'ın aynı eylemi gerçekleştirdiğinde sessiz kalmayı tercih ediyorlar.
Bu çifte standardın altında yatan nedenlerden biri, siyasi çıkarların öncelikli olmasıdır. İktidarda olan AKP, muhalefeti zayıflatmak ve itibarsızlaştırmak için her türlü fırsatı kullanırken, tabanı da boş durmuyor, reislerinin yolunda gidiyorlar. Ancak, bu durum toplumda güven kaybına ve siyasetin ciddiyetinin zedelenmesine ve insanların birbirlerine düşmanlığına yol açıyor. Siyasetin temelinde dürüstlük, samimiyet ve tutarlılık olmalıdır. Ancak, günümüz Türkiye siyasetinde, bu değerler sıklıkla göz ardı ediliyor ve çifte standartlarla oynanıyor.
İktidar partisi liderinin muhalefet lideriyle görüşmesi ve el sıkışması eleştirilirken, aynı eylemi muhalefet liderinin yapması suçlanıyor ve kara propagandaya malzeme yapılıyor. Sonuç olarak, siyaset sahnesindeki bu çifte standardın ve iki yüzlülüğün son bulması için toplumsal bir farkındalık ve siyasetçilerin ve tabanlarının sorumluluk sahibi davranması gerekmektedir. Dürüstlük, şeffaflık ve tutarlılık, toplumun siyasete olan güvenini yeniden tesis etmek için gereklidir. Aksi takdirde, siyaset sadece çıkarların oyun alanı olarak kalacak ve toplumun gerçek sorunlarına çözüm getiremeyecektir.
Yorum Yazın